İnsanlardan öylesi vardır ki Allah'ın rızasını aramak (kazanmak) için nefsini satar (feda eder). Allah'da kullarına karşı rauf (şefkatli) olandır.
(Bakara sûresi-207)
Bir Hadis
Aşure gününün orucu hakkında İbni Abbas (r.a.) bize şu mâlumatı aktarır: «Rasulullah (s.a.v) Medineye hicret ettiğinde Yahudilerin Aşure gününde oruç tuttuklarını gördü ve Bu oruç nedir diye sordu. Kendisine şöyle cevap verildi: Bu gün iyi bir gündür. Allah Teâlâ bu günde Musa (a.s.) ile İsrailoğullarını düşmandan kurtarmıştır. Bu sebeple Musa (a.s.) bu günde oruç tutmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'de Ben Musaya sizden daha yakınım buyurdu ve bu günde oruç tutulmasını emretti. (Buhari, Savm 69; Müslim, Sıyam 127; Ebu Davud, Savm 63) Bu durum Ramazan orucu farz kılınıncaya kadar devam etti. Daha sonra ise Rasulü Ekrem (s.a.v) Aşure orucu mevzuunda insanları muhayyer (serbest) bıraktı. Bu gün Aşure günüdür. Bu günde oruç tutmak sizlere farz kılınmamıştır. Dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasın. Buhari, Savm 69; Müslim, Sıyam 116; Muvatta, Sıyam 34
Bir Dua
“Allah’ım! Senden sana teslim olan bir kalp, doğru sözlü bir dil ve dosdoğru bir ahlak istiyorum.” (Hâkim, Deavât, No: 1872)