Bismillahirrahmanirrahim Sizden önceki nesillerde yeryüzündeki fesattan (insanları) alıkoyacak fazilet sahibi kimseler bulunmalı değil miydi?
Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız çok azı hariç (bunu yapmadılar). Zulmedenler ise içinde bulundukları refahın peşine düştüler ve mücrim (suçlu) kimseler oldular. Hûd sûresi-116
Bir Hadis
Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah Teâlâ kıyamet gününde üç kişiyle konuşmaz, onları temize çıkarmaz suratlarına bile bakmaz; üstelik onlar korkunç bir azâba uğrarlar. Bunlar zina eden ihtiyar yalan söyleyen hükümdar kibirlenen fakirdir.(Müslim, Îmân 172. Tirmizî, Cennet 25; Nesâî, Zekât 75, 77)
Bir Dua
Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur
`Allah?ım! Senden senin sevgini, seni sevenin sevgisini ve beni senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allah?ım! Senin sevgini, bana kendimden, ailemden ve serin sudan daha sevimli kıl.`(Hz. Dâvûd?un duası) - (Tirmizî, Deavât, 72)
Hikmetli Söz
PABUCU DAMA ATILMAK
Bugün, bir atalar sözü olarak dilimize yerleşmiş olan "pabucu dama atılmak" deyimi, Âhilik'ten kalma bir güzellik...
Âhilik geleneğinin devamı olan Osmanlı esnaf teşkilâtı, son derece sağlıklı işleyen bir kuruluştu. Bu sistemde, her esnaf birliğinin bir kethüdası bulunur, bu kethüda, o meslek dalının inceliklerini, kanunlarını, yönetim biçimini iyi bilir, esnafın çalışma düzenini ve dürüstlüğünü denetlerdi.
Esnaf ile kethüda arasında, yiğitbaşı denilen bir kişi bulunur, sanatında hile yapanlar olursa, yiğitbaşı tarafından tesbit edilerek kethüdaya bildirilir ve gerekli cezai işlem başlatılırdı. Yani bugünün TSE kontrolörlüğünün benzeri bir yapılaşma.
Herkesin meslek ahlâkına özen göstererek çalıştığı o dönemde, yanlışlık yapanlar da olurmuş. Yapılan bir çarık, çabuk sökülen yahut delinen ayakkabı sebebiyle şikâyet olursa, kethüda çarıkçılar yiğitbaşını çağırıp tahkikat yaptırır ve eğer bir îmâlât hîlesi söz konusu ise ilgili usta çağırılır, esnafın ileri gelenleri, yiğitbaşı ve diğer meslek temsilcileri huzurunda kethüda tarafından tekdir edilir. Aldığı ücretin müşteriye geri verilmesi sağlanır ve dava konusu olan ayakkabı da kullanılmamak için dama atılırdı.
Bir esnafın yaptığı ayakkabının dama atılması, o usta için büyük ayıp olup meslekteki şeref ve îtibârını sıfırlar ve müşterisinin azalmasına yol açardı. Bu uygulama, bütün esnaf teşkilatı için bir genelleme niteliğinde olup birisi hakkında "pabucu dama atıldı" denilmesi, artık o meslekten ekmek yemesinin zor olduğuna işaret sayılıp esnafın titiz çalışması temin edilmiş olurdu.